Acemi Gezgin Kafası

Ege Denizini çok severim, özellikle de bakir koylarının masmavi sularında yüzmeye bayılırım. Eee diyeceksiniz şimdi kim sevmez? O zaman o bakir koyları nerede bulacağız, bütün mesele burada. İşte tam da bu yüzden bu sene hep gitmek istediğim adalardan biri olan Sakız'a, yine kızımla bir tatil planı yaptık. Plan aşamasındayken, biz de katılırız diyen, yurt dışında yaşayan çok sevdiğim bir arkadaşım ve kızı da olunca tarihlerimizi yine herkese uyacak şekilde ayarladık. Tabi gelen arkadaşım ve kızı, senelerdir fırsat buldukça birlikte tatil yapmaktan keyif aldıklarımız olunca, daha plan aşamasında bu tatilin de çok keyifli geçeceği belli olmuştu. Hemen internetten ada hakkında bilgi toplayıp, ulaşım konusunda alternatiflerin ve kalacak yerlerin araştırmasını yaptım. Gördüm ki, adada araba olmazsa pek hareket imkanınız olmuyor ve kalacak yer olarak da merkezi veya kalabalık yerleri tercih etmek zorunda kalabiliyorsunuz. O zaman da kafa dinlemek için çok uygun tercih yapmamış oluyor

İsviçre'de Yemek İsviçre mutfağının en önemli malzemelerinden olan peynir ve patates ile yapılmış yemeklerinin tadına bakmadan ülkeden ayrılmak olmazdı. O nedenle, özellkle denediğimiz iki yemekten bahsetmek istiyorum; FONDÜ: İsviçre’nin çoğu yerinde bulabileceğiniz, geleneksel bir yemek türü. Peynir Fondü, ilginç bir yemek türü ve hazırlanışı daha da ilginç: Konuklar: caquelon (dökme demir kap) denilen bir kap içinde, beyaz şarap içinde eritilen peynirin başında toplanırlar ve uzun saplı fondü çatallarıyla: köy ekmeğini, veya haşlanmış patatesi, bu karışımın içine bandırarak yerler. Masanızın ortasına, altında ateş yanan bir kap getiriliyor. Peynir Föndü RÖSTİ Rösti, İsviçre’nin en meşhur patates yemeklerinden. Eskiden sadece kahvaltılarda yenen bu patates yemeği, şimdi akşam yemeklerinin de vazgeçilmezi. Rendelenmiş patateslerin kızartılmasıyla yapılan bu yemek gerçekten eşsiz.  Biz bu yemeğin ıspanaklı olanını tercih ettik. Üzerinde krema ve eritilmiş pe

Lozan - Lausanne Gezimizin 4. gününde (26 Haziran 2017), sabah yine Zürih merkez istasyonundan Lozan trenine bindik. Lozan, Leman gölü (Cenevre gölü de deniyor) kıyısında kurulmuş, fransızca konuşulan ve 3 tepe üzerine kurulmuş olup üzüm bağları ile çevrilmiş bir şehirdir. Biz merkez tren istasyonunda indiğimizde önce tepeler üzerine kurulmuş olan eski şehir merkezini gezdik. Biraz yokuş çıkıldığını belirtmem gerek ama çok güzel sokaklardan geçerek eski şehir merkezine ve binalarına ulaşıyorsunuz. Alışveriş caddeleri de mevcut. Daha sonra ise merkez tren istasyonuna göre daha alçakta kalan göl kenarındaki bölge Uşi (Ouchy)'yi gezdik. Oldukça keyifli ve sakin bir şehirdi. Notre-Dame Katedrali, diğer adıyla Cathedrale de Lausanne, eski şehrin merkezinde, erken gotik döneme ait olup, İsviçre'nin en etkileyici yapısıdır. Ve her birinde farklı hikayeler anlatılan vitraylarla süslü bir katedraldir. Cathedrale de Lausanne Cathedrale de Lausanne Lozan Katedral'

İnterlaken Gezimizin 3. gününde (25 Haziran 2017) sabah saatlerinde gittiğimiz Luzern'den öğlen Interlaken'e gitmek üzere ayrılıyoruz. Bu defa bineceğimiz tren bana bu yolculuğa çıkma isteği veren videoda gördüğüm manzaraları sunacak diye çok heyecanlıyım. Ve yaklaşık 1,5 saatten biraz fazla sürecek ama bize hiç de uzun gelmeyen, Luzern - Interlaken panaromik trenine biniyoruz. Buyrun biraz da siz seyredin, bu seyahate çıkmak için sadece bu bile yeterli bir sebep bence. Interlaken , adından da anlaşılacağı gibi, Thun ve Brietz göllerinin arasında dar bir vadide kurulmuş ve 3 farklı dağ (Eiger, Mönch, Jungfrau)  ile çevrelenmiş bir tatil kasabası. İzlediğiniz video, Luzern'den sadece İnterlaken'e gelirken görebileceklerinizi içeriyor. Burada yapılacak çok fazla aktivite olduğundan kasaba tam bir turistik cennet. Trenler genellikle Interlaken Ost (Doğu) tren istasyonuna geliyor ve buradan genellikle doğa yürüyüşü, dağ tırmanışı yapmak için farklı trenlere akt

Luzern Gezimizin 3. gününde (25 Haziran 2017) yine Zürih merkez istasyondan yola çıkıyoruz. Bu defa yaklaşık bir saatlik bir tren yolculuğu ile Luzern'e gidiyoruz. Luzern şehri, Pilatus dağlarının eteklerinde, Luzern gölü kenarına kurulmuş ve İsviçre'nin merkezinde olup Almanca konuşulan bir şehir. Fotoğrafta gördüğünüz gemilerle gölde tur yapmanız mümkün. Biz zamanımızın darlığından ve elimizdeki interrail biletlerinin geçerli olduğu Interlaken'deki göllerin birinde tura katılacağımız için burada tekne turu almıyoruz. Luzern (Lucerne) Şehrin simgesi haline gelen "Kapellbrüke" veya "Chapel Bridge", 1333'te inşa edilmiş Avrupa'nın en eski ahşap köprülerinden biridir.  Reus nehri üzerinde yer alıp diagonal olarak eski şehir ile yeni şehri yaya olarak birleştirmek ve güneyindeki Luzern gölünden şehre gelebilecek saldırıları önlemek için yapılmış bir köprüdür. Kapellbrücke - Chapel Bridge Bir de köprü ile bütünleşen Water Tower - S

Bern Gezimizin ikinci gününde (24 Haziran 2017), Rhainfall'dan sonra, tekrar trenle Zürih merkez istasyonuna dönüp oradan da yaklaşık bir saat sürecek bir tren yolculuğu ile Bern'e geçiyoruz. Bern, Aare nehrinin etrafına kurulmuş, Bern kantonunun başşehri ve İsviçre'nin ikinci büyük şehridir. Bern'in resmi dili Almanca olmasına rağmen kullanılan dialekt yüzünden çok farklı bir dil konuştukları hissine kapılıyorsunuz. Hatta trende yan koltuklarda oturan yaşlı adamların konuşmaları kulağıma geldiğinde, onların uzak doğulu turistler olduğunu düşünmüştüm ta ki dönüp bakıncaya kadar oranın yerlisi olduklarını fark edememiştim. Açıkçası şiveleri uzak doğulu ağzı ile konuşulan ama benim anlamadığım bir Almanca olarak gelmişti kulağıma. Başkent olması sebebiyle İsviçre hükümeti ve parlemento binası bu şehirdedir. Şehir, tepelik bir alan üzerinde kurulduğu için, katlar halinde yapılanmiş olup, nehir boyunca geçişleri sağlayan köprülerle, zaman  zaman yapılara üstten bakıp